Milli Hassasiyetlerinizle Oynamak İstiyorum




Milli Hassasiyetlerinizle Oynamak İstiyorum


Nedir milli hassasiyetlerinizin sonucu. Milli burjuvazi yaratmak için bir buçuk milyon Ermeni’nin ve beş yüz bin Süryani’nin İttihat ve Terakkiciler tarafından katledilmesidir. Dersim’de, 72 bin Zaza’nın Mustafa Kemal’in emriyle kadın, çoluk-çocuk demeden süngülenmesidir. 6-7 Eylül olaylarında gene milli burjuvazi yaratmak amacıyla, Rumların saldırılara uğraması ve mallarının yağma edilmesidir.  Öcü gibi gördüğünüz “bölünme”nin korkusu yüzünden 30 yıldır bu coğrafyada on binlerce Kürt ve Türk gencinin ölmesidir. “Vatan aşkına” ölmek ve öldürmek için emre amade olanların, vatanın ne olduğunu sormayacak, sorgulamayacak kadar bilinç körü olmasıdır milli hassasiyetlerinizin sonucu.  Oysa 100 sene önce başka yerlere “vatan” deniliyordu. Bugün kimse “oralar” için “vatan aşkı” ile yanmıyor. Milli sınırlar dediğiniz şey burjuvazinin ürünü değil miydi tarih sahnesinde, “millet” kavramı var mıydı burjuva devriminden, Fransız İhtilali’nden önce. Ne var ki sormuyor, sorgulamıyorsunuz, “Ben yoksam vatan kimin için” var diye, Ataol Behramoğlu’nun ["Ey bu topraklar için /Toprağa düşen"/ Bir karış toprağın /Var mıydı yaşarken?”] sözlerine de kulak vermiyorsunuz. 


Savaşları kimler çıkartır, kimler ölür diye sormuyorsunuz. Neden savaş diye bir kavram var ve ne zamana kadar sürecek diye sorgulamıyorsunuz. Ne de olsa “canınız Türk varlığına armağan”dır ve sizler devletin varlığı için var olduğunuzu sanıyorsunuz. “Devlet halklara, işçi ve emekçi sınıflara hizmet eden bir araç olmalıdır” demiyorsunuz. Hangi sınıftan olduğunuzun bilincinde değilsiniz zaten, hangi sınıfın çıkarları için öldüğünüzün, öldürdüğünüzün farkında değilsiniz. Sizleri ölüme yollayanların çocuklarının pamuklar içinde, “gemicik”ler yüzdürerek yaşıyor olmasına itiraz etmiyorsunuz. Hadi siz lümpensiniz, cahilsiniz de, ya “solcu” geçinip “milli hassasiyeti” olanlara ne demeli. İrlanda’nın Britanya’dan haklı olarak ayrılma mücadelesini destekleyen Marks’ı, Lenin’in UKKTH tezlerini  algılayıp savunmak yerine, “milli hassasiyetler” içindeki solculara ne demeli. Ya da “Kendisi yarı sömürge olan ülke, Kürdistan’ı sömürüyor olamaz” deyip Kürdistan’ın bin yıldır işgal altında olduğunu ve Kürt halkının kendi dinamiklerinin 30 yıldır haklı bağımsızlık mücadelesi verdiğini yadsıyanlara ne demeli. Ya Kemalizm ile Marksizm arasında bağ kurma çabalarındakilere ne demeli peki.


Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer  (Tek Millet, Tek Devlet, Tek Lider)- Nazi Propaganda Sloganı


Tanıdık geldi mi size?


Bu slogandan “Lider” sözcüğünü çıkartıp yerine “Bayrak” sözcüğünü koyun. 

Ne oldu:


Tek Millet, Tek Devlet, Tek Bayrak


Az biraz düşünmenin zamanı gelip geçmedi mi sizce de…

Serkan Engin
20 Ekim 2011

Yorumlar