Fatma Kaplan Hürriyet’e Açık Mektup

Fatma Kaplan Hürriyet’e Açık Mektup

Fatma Hanım, muhtemelen beni tanımazsınız, hatta adımı bile duymamışsınızdır. Evet, işleriniz çok yoğundur, binbir meseleyle uğraşıyorsunuzdur, ama ‘şehremini’ olarak bu kentin değerlerini tanımak ve sahip çıkmak asli görevleriniz arasındadır. Aksi takdirde, bu şehrin ‘emin’ ellerde olduğundan bahsetmek imkânsız hale gelir. 

İlk bakışta megalomani gibi algılanabilir, ama nesnel ölçütleri baz alarak ifade etmek isterim ki bendeniz, değil sadece bu kentin, değil ülkenin, sanat tarihinin gelmiş geçmiş en iyi şairlerinden biriyimdir. Japonya’dan Kanada’ya, ABD’den Hindistan’a kadar sayısız uluslararası edebiyat dergisinde hem şiirlerim hem de şiir kuramı üzerine makalelerim yayımlanır, yine benim İngilizceye çevirilerimle. Kimi politik yazılarım ise ulusal basında olduğu kadar, pek çok dile çevrilerek uluslararası basında yer almıştır. Bu dergi ve gazetelerdeki ürünlerimin altında yer alan kısa biyografimde, doğup büyüdüğüm İzmit’in adı da geçer her seferinde. Sanmıyorum ne siz ne de bu şehirdeki başka biri, benim kadar İzmit’in adını dünya genelinde dolaştırıyor olsun.

Ne var ki bunca vasfıma rağmen, ben bu şehirde, aç-açıkta kalmak tehlikesiyle çarpışmaktayım, nice “liyakati” kendinden menkul şahıs, dolgun maaşlarla ortalıkta dolanırken. Bu da sizin şehremini karnenizde kara bir leke olarak ilelebet dursun.

Siz, bana geçen sene Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde geçici işçiliği bile çok gördünüz. İşe aldıklarınızın “liyakat” bağlamında benden ne fazlaları vardı, benim neyim eksikti bilemiyorum. Onca kamera eşliğinde yaptırdığınız mülakatların kayıtları halihazırda belediye arşivinde duruyor olsa gerek. İşe aldıklarınızın benden fazla olan artılarını, o kayıtlarla ispatlarsanız sevinirim doğrusu.

İzmit Belediyesi’nin şu anki kültür müdürü kimdir bilmiyorum, muhtemelen nitelikli biridir, ama sanmam ki entelektüel düzeyde benimle boy ölçüşsün. Benim bu şehirde layık olduğum iş budur, ama ben yıllardır yaptığım hatayı tekrarlayıp fazla tevazu ile parkları süpürme işine razı olmuştum. Lakin artık o devir kafamda kapandı, bundan sonra hayattan layık olduğum işi ve konumu talep etme evresindeyim.

Çok kindar olduğunuzdan bahsediliyor Fatma Hanım, işte şimdi dişinize göre birine rastladınız. Bana yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmam ve er ya da geç fırsatını bulduğumda karşılığını veririm. Bana ve belki ben gibi kimlere yaptığınız haksızlığı da asla unutmayacağım, sizin siyasi hayatınız bittikten sonra da. 

Nazım Hikmet’in kendisine saygısızlık eden hapishane müdürüne verdiği karşılık ile özetleyeyim; Ömer Hayyam zamanında İran’da şah kimdi, tarihçiler hariç kimse anımsamaz, ama Ömer Hayyam’ın rubaileri hâlâ dünyanın her yerinde okunur. Yani, sizin siyasi hayatınız bittikten sonra sizi kimse anımsamayacak, belki birkaç siyasi tarih uzmanı hariç, ama benim yazdıklarım (en azından bir kısmı) ben öldükten onlarca hatta belki yüz sene sonra da okunmaya devam edecek. Sizi de belki ileride, sayemde anımsarlar, bu açık mektup ve belki devamında yazacaklarımla.

Doğrusu, yıllar sonra İzmit Belediyesi’nin tekrar CHP yönetimine geçmesine sevindim, CHP’li olmasam da. Leyla Atakan’dan sonra bir kadın belediye başkanımız olmasına ise daha çok sevindim. Ne var ki parti üyeleriniz dahil olmak üzere hakkınızda olumlu laf eden bir tek kişiye rastlamadım. 

Bu açık mektubu, sadece basına değil, CHP Genel Merkezi’ne de yollayacağım. Belki dikkate alan birileri çıkar ve bir dahaki seçimlerde, “liyakatı” bu kadim şehre daha uygun olan, şehrindeki insanların derdiyle daha çok ilgilenen, şehrinin nadide değerlerine sahip çıkan birilerini seçilmek umuduyla aday gösterirler.


Serkan Engin

Şair-Yazar-Çevirmen

19 Eylül 2022

Yorumlar